Arama Sonuçları

Programlar

Yüzyıllık Mühür "Gayrimüslim Kahramanlar"

Yüzyıllık Mühür Millel-i Selase (gayrimüslim) Kahramanlar; Osmanlı vatandaşı olan tüm etnik unsurların vatanseverliğini, vatan toprağına göz diken işgalci kuvvetlere ‘’gâvur’’ diye saldıran gayrimüslim vatandaşlarımızın kahramanlığını gerçeğe müdahale etmeden, hak ettiği değerle anlatmaktadır. Hikayemiz, Ahval gazetesi muhabiri, David’in cephedeki gayrimüslim kahramanların hikayelerini peşine düşmesini konu alır. Her bölümde, karşılaştığı kahramanın hikayesini izleriz. Evlatlarını kaybetmiş yaşlı bir köylü kadını olan Eleni’nin Osmanlı ordusu için önemli bir bilgiyi evladı yerine koyduğu iki askerle canı pahasına bir yolculuğa çıkar. Bütün öğrencilerini askere yollamış olan yaşlı bir doktor olan Moris, oğlu gibi sevdiği öğrencisi Selim’in peşine cepheye gelir ve engin bilgisiyle cephe’de büyük katkılar sağlar. Vardvan ise terfi bekleyen bir yüzbaşıdır. Tek isteği cepheye gidip savaşmaktır fakat cepheye gitmesine izin verilmez. David ile ilk karşılaşmasında tatsız bir tartışmaya girişirler bu tartışma sonrasında istifa edip cepheye gitmeye karar verir. David’in cephede tanıştığı Artaki ise Mızıka-i Hümayun’de çalışan bir müzisyendir. Tüm arkadaşları cepheye gider. Yetimhanede beraber büyüdüğü arkadaşı Pogos’un hain planlarını öğrenir ve onun peşine düşer. 

Son Güncelleme: 09 Temmuz 2018 10:52

Yüzyıllık Mühür ''Azınlık Kahramanlar''

Yüzyıllık Mühür Millel-i Selase (gayrimüslim) Kahramanlar; Osmanlı vatandaşı olan tüm etnik unsurların vatanseverliğini, vatan toprağına göz diken işgalci kuvvetlere ‘’gâvur’’ diye saldıran gayrimüslim vatandaşlarımızın kahramanlığını gerçeğe müdahale etmeden, hak ettiği değerle anlatmaktadır. Hikayemiz, Ahval gazetesi muhabiri, David’in cephedeki gayrimüslim kahramanların hikayelerini peşine düşmesini konu alır. Her bölümde, karşılaştığı kahramanın hikayesini izleriz. Evlatlarını kaybetmiş yaşlı bir köylü kadını olan Eleni’nin Osmanlı ordusu için önemli bir bilgiyi evladı yerine koyduğu iki askerle canı pahasına bir yolculuğa çıkar. Bütün öğrencilerini askere yollamış olan yaşlı bir doktor olan Moris, oğlu gibi sevdiği öğrencisi Selim’in peşine cepheye gelir ve engin bilgisiyle cephe’de büyük katkılar sağlar. Vardvan ise terfi bekleyen bir yüzbaşıdır. Tek isteği cepheye gidip savaşmaktır fakat cepheye gitmesine izin verilmez. David ile ilk karşılaşmasında tatsız bir tartışmaya girişirler bu tartışma sonrasında istifa edip cepheye gitmeye karar verir. David’in cephede tanıştığı Artaki ise Mızıka-i Hümayun’de çalışan bir müzisyendir. Tüm arkadaşları cepheye gider. Yetimhanede beraber büyüdüğü arkadaşı Pogos’un hain planlarını öğrenir ve onun peşine düşer. 

Son Güncelleme: 19 Haziran 2018 12:19

Osmanlı Tokadı

“Tarih bugünü teftişe geliyor!” 
Her şey 28 Mayıs 1453 tarihinde, yani İstanbul’un fethinden bir gün önce başlar. Doğan Bey ve Şahin Bey, İstanbul surlarına dayanan Osmanlı ordusunun birbirine tamamen zıt karakterde iki yeniçerisidir. Tek ortak yönleri ise surlara sancağı diken nefer olmak istemeleridir. Fakat olaylar hiç de bekledikleri gibi gelişmez. Sürekli birbiriyle didişip duran Doğan ve Şahin görev yerlerini terk ederler. Bu hatalarının bedeli pahalıya patlayacaktır çünkü kötüler kötüsü Alexandros Bizansın karanlıklarından çıkıp gelmiştir ve ne pahasına olursa olsun Fatih Sultan Mehmet’i öldürmek istemektedir. Bu uğurda güzeller güzeli kızı Konstantina’yı dahi feda etmekten çekinmeyen Alexandros amacına ulaşamadan kaçar ama Doğan ve Şahin Akşemsettin Hazretleri’nin nazarından bir yere kaçamazlar. Görev yerlerini terk ettikleri için af ve aman dileyen yeniçeriler her şeye rağmen son bir fırsat isterler. Akşemsettin Hazretleri “o halde beyaz tavşanı takip edin” diyerek onlara hayatlarının fırsatını verir... Ve onları fırsatlar yüzyılına, 21. Yüzyıla gönderir… Akşemsettin Hazretleri tarafından asırlar sonrasının bugünkü İstanbul’una gönderilen yeniçeriler ne yapacaklarını bilmeden bir çıkış yolu ararken bugünde herkesin suret olarak 1453’tekilere benzediğini görürler. Burada da bir Akşemsettin vardır, bir Fatih, bir Konstantina, bir Alexandros… Fakat henüz hiç biri yeniçerilerin bildiklerini bilmemektedir. Yeniçerilerin tek bildikleri ise “ortalık fena karışacaktır!”
 

Son Güncelleme: 16 Mayıs 2018 11:00

Haberler